Tüm zamanların en ikonik korku oyunlarından biri geri döndü. Geliştici koltuğunda ise korku oyunlarını uzmanı var. Peki bu bizi Silent Hill kasabasına geri döndürmeye yetecek mi? Gelin buna birlikte bakalım.
Tüm zamanların en ikonik korku oyunlarından biri geri döndü. Geliştici koltuğunda ise korku oyunlarını uzmanı var. Peki bu bizi Silent Hill kasabasına geri döndürmeye yetecek mi? Gelin buna birlikte bakalım.
Günümüz oyuncuların yaş ortalamasını düşündüğünüzde çoğunun oyun dünyasına ve türlerine yön veren en klasik oyunları kaçırdığını fark edeceksiniz. O dönemin grafikleri ve oyun mekanikleri ile geriye dönüp oynayacak kişi sayısının çok fazla olmayacağı da aşikâr. Ne mutlu ki eskinin popüler oyunları, güncel trendlere uygun şekilde uyarlanarak bir bir geri dönüyor. Korku türü bu trendde başı çekiyor.
Bu durumdan en mutlu olanlardan biri de biziz. Yenilenmiş oyunları gördükçe şunu anladık ki meğer korku oyunlarını sevmiyor değilmişimiz. Asıl sevmediğimiz o döneme damga vuran sabit kamera açılı, tüm yön algınızı karıştıran oyun mekanikleriymiş. Şu an hepsini keyifle oynuyoruz. Benzer şekilde Silent Hill 2 Remake de bunların arasına eklendi.
Kamera açısı değişikliği ile ilgili negatif yorumlara da kulak asmayın. İnanın oyunla ilgili en olumlu gelişmelerden biri o. Diğerlerini merak edenler okumaya devam.
Bloober Team ve Konami, Haziran 2021'de teknoloji ve oyun geliştirme için stratejik bir ortaklık duyurmuştu. Sonrasında da 2022'de Bloober Team, Sony Interactive Entertainment ile "önemli bir lisans ve dağıtım anlaşması" yaptığını duyurdu. Silent Hill 2’nin remake’ini yapacaklarını duyurduklarında ise kelimenin tam anlamı ile ortalık karıştı.
Çünkü bir takım oyun sever bu konuda Bloober Team’in işin altından kalkacağına inanmıyordu. Ancak geliştirici; Layers of Fear, The Medium ve Observer gibi dikkat çeken korku oyunlarıyla bilinen bir ekip ve oyunu oynadıktan sonra şunu kesin olarak söyleyebiliriz ki PS5 (en az 1 yıl konsol exclusive) ve PC için gelen Silent Hill 2, beklentileri karşılıyor.
Metal Gear Solid Delta gibi, bu remake de Konami'nin yıllardır bir kenara bıraktığı serileri canlandırma planının bir parçasıydı. İncelemenin başında da dediğimiz gibi o kadar uzun zaman oldu ki oyunu ilk kez deneyimleyecek pek çok yeni oyuncu bile olacak. Oyun çok başarılı bir şekilde modernize edildiği için çok mutlu olacaklarına da eminim.
Yenilemeden konu açılmışken bu gerçekten çok bıçak sırtı bir durum. Çok fazla şey değiştirirseniz, eski hayranları kızdırabilirsiniz. Fakat yeterince modernleştirmezseniz de bir remake’in gereksiz olduğu hissini uyandırabilir.
Dengeyi sağlamak zor ama oyun severlerden geri bildirim alarak ve orijinal içeriğe sadık kalarak, aynı zamanda kendi sanatsal duyarlılıklarını kullanarak, Bloober Team'in mükemmel bir aksiyon, bulmaca ve korku macerası yarattığını düşünüyoruz.
Tekrar Oynamaya Değer mi?
Remake’in hikayesinin orijinaliyle aynı olduğunu belirterek başlayalım. Bilmeyenler için; James Sunderland, karısı Mary’nin ölümünden üç yıl sonra, ondan beklenmedik bir mektup alır. Mary, James’i bir zamanlar birlikte tatil yaptıkları Silent Hill’e geri çağırmaktadır. James, ne kadar kafası karışsa da karısını bir kez daha görmek umuduyla bu davete uyup kasabaya doğru yola çıkar.
Kasaba sakinleri arasında orijinal oyundan hatırlayabileceğiniz gizemli Angela, baştan çıkarıcı ve düzenbaz Mary, dengesiz Eddie gibi karakterler aynen yerlerini koruyorlar. Hepsinin James'in hikayesiyle bir şekilde bağlantısı var. Ancak James’in gerçek düşmanları, Silent Hill’in sokaklarında dolaşan deforme olmuş canavarlar. İskeletimsi hemşireler, beklenmedik şekilde saldıran mankenler ve tabii ki ünlü Piramit Kafa gibi korkutucu yaratıklarla karşılaşmaya hazır olun.
Değişen Kamera Açısı
Orijinal oyunun klasik hayatta kalma korku formülü, yukarıdan bakış açılı bir kamerayla oynanıyordu. Bu kamera, alan değiştiğinde açısını değiştiriyor ve bazen oyunculara kontrol zorluğu yaşatıyordu. Yeni versiyonda ise kamera, Resident Evil 4 tarzı bir omuz üstü bakış açısıyla değiştirilmiş, böylece savaşlar ve keşifler kesinlikle daha akıcı hale gelmiş.
Kamera açısı kaynaklı olarak özellikle demoyu oynayanların en büyük kaygısı, oyunun fazla aksiyona kayıp kaymayacağıydı. İlk oyunla kıyaslandığında biraz daha fazla aksiyon olduğu doğru, ancak Silent Hill deneyiminin çok büyük bir oranda korunduğunu söyleyebiliriz.
Bu konuda endişeniz olmasın. Silahlar (tabanca, pompalı tüfek, av tüfeği ve yakın dövüş silahları) için cephane tipik olarak çok sınırlı ve atışlarınızı dikkatli bir şekilde yapmazsanız savunmasız kalabiliyorsunuz. Bu arada James sıradan bir insan olduğu ve bir asker ya da dövüş uzmanı olmadığı için saldırılar tamamen kaba ve içgüdüsel. Bu da mücadeleyi daha stratejik ve gerilimli hale getiriyor.
Dolayısıyla dövüşürken, bir iki saldırı yapıp sonrasında kaçınma tuşu ile kaçmanızı tavsiye ederiz. Çünkü canavarlar intikam almak için hemen saldırıya geçiyor.
Harita Zenginleştirilmiş
Keşif konusu, Silent Hill 2’nin merkezinde yer alıyor. Haritalar, James’in her kapalı kapıyı veya ipucu içeren alanları not ettiği bir harita üzerinde çok düzenli bir şekilde tasarlanmış. Kasabanın karanlık sokaklarında ve tamamen karanlık koridorlarında ilerlemek zorunda kalacağınız için yön algınızı geliştirmelisiniz.
Ayrıca cephanenin sınırlı olduğu gibi, sağlık eşyaları da sınırlı. İzotonik içecekler (az miktarda iyileştirir) ya da şırıngalar (çok iyileştirir) bulmak için sadece gitmeniz gereken yönü değil etrafı da iyice keşfetmeyi unutmayın.
Bloober Team, eski tasarımı korurken yeni alanlar ekleyerek Silent Hill 2'yi daha derin bir keşif deneyimi haline getirmiş. Elbette orijinalde gezdiğimiz tüm yerleri aynen bulabilirsiniz: labirent gibi olan Wood Side apartmanları, hastane ve diğerleri. Ancak tümü keşif ve bulmacalar açısından yeniden tasarlanmış ve yeni alanlar eklenmiş. Dolayısıyla bu oyunu orijinalin rehberiyle oynamayı düşünüyorsanız pek faydasını göremeyebilirsiniz.
Durum böyle olunca haritaları bulmak ve sık sık gözden geçirmek artık bir alışkanlık haline geliyor. Bu arada artık farklı olarak oyun boyunca, dükkân vitrinlerini kırarak içlerine de girebiliyor ve daha fazla eşya toplayabiliyorsunuz. Orijinalden hatırladığımız bulmacalar ise yine yeniden tasarlanmış ve yeni mekaniklerle zenginleştirilmiş.
Bulmacalar Yine Uğraştırıyor
Silent Hill 2'de zorluk seviyesini hem savaşlar hem de bulmacalar için ayrı ayrı seçebiliyorsunuz. Orta zorlukta bile, bulmacalar bazen zorlayabiliyor. Hatırladığımız tüm bulmacalar (paralı masa ve dönen küp gibi) yerlerini koruyor ama yeni dinamiklerle yeniden ele alındıkları için kafayı daha çok çalıştırmanız gerekecek. Ayrıca oyunun envanter sistemi de büyük ölçüde optimize edilmiş.
İlgili bir alanı keşfettiğinizde, etkileşimli bir alan (örneğin, anahtar gerektiren bir kilit) olduğunda, sahip olduğumuz tüm önemli nesneler gösteriliyor ve hangisinin işe yarayabileceğini görebiliyoruz. Bu, oyun içindeki ipuçlarını anlamayı kolaylaştırıyor. Her şeyin bir mantığı var. Bazen geri adım atıp bağlama bakmak gerekiyor.
Oyun, orijinalde olduğu gibi, gizemli kırmızı kağıtlar bulduğunuzda kaydediliyor, ancak belirli alanlara ulaştığınızda otomatik kaydetme de mevcut. Böylece ölürseniz oradan devam edebilirsiniz. Hiç şüphe yok ki, Bloober oynanışta yaptığı değişikliklerle hedefi tam 12'den vurmuş.
Keşif, bulmaca ve dövüş karışımı dengelenmiş ve deneyim orijinal versiyona sadık kalmış. Peki ya oyunun en çok tartışma yaratan teknik tarafı? Burada her oyunda olacağı gibi sorunlar yok değil ancak genele baktığınızda çok da oynanışı etkileyecek şeyler değiller.
Unreal Oyun Motoru
Bloober Team, oyunun teknik yönleri için Unreal Engine 5’i kullanmış. Bu da özellikle atmosfer yaratmada büyük bir başarı sağlıyor. Bazı optimizasyon sorunları olsa da gölgeler, ışıklandırma ve efektler tam anlamı ile mükemmel.
Yağmura ve hatta fırtınaya kadar birçok atmosferik efekt bulunuyor. Bu özellikle orijinalinde daha durağan olan son boss düellolarını gerçek anlamda geliştiriyor. Karakterler ise artık çok daha inandırıcı görünüyor.
Orijinalde de olduğu gibi ses tasarımı ve müzikler oyunun temel yapı taşlarından biri. Akira Yamaoka, orijinal müzikleri yeniden düzenlemiş ve Silent Hill 2’nin o klostrofobik ve tehditkâr havasını geri getirmeyi başarmış.
Şu anki sesler elbette çok daha profesyonel ve inandırıcı. Maria ve Mary'nin sesleri veya James'in savaş sırasındaki çaresiz çığlıklarını duyunca ne dediğimizi anlayacaksınız.
İki Kat Daha Fazla Macera
En çok da oyunun süresi bizi mutlu etti. Bu yeniden yapım, ortalama 20 saate varan, orijinal oyunun neredeyse iki katı bir oyun süresi vaad ediyor. Ayrıca New Game+ zaten hatırladığımız ekstralar ve bazı yenileriyle geri dönmüş. Daha fazla silah veya bulunacak yeni eşyalara ek olarak siyah beyaz ve 256 renk de dahil olmak üzere yeni grafik modları da bulunuyor.
Elbette Silent Hill 2'yi tekrar oynamak için en büyük motivasyon diğer sonları görmek olacak. İlk oyunda üçü normal üçü de New Game+ modunda olacak şekilde 6 sona ulaşabiliyordunuz. Şimdi iki yeni son daha eklenmiş.
Elbette ne olduklarını söylemeyeceğim :) Ancak New Game+’ı hem onlar için hem de diğer küçük değişiklikler için kesinlikle tavsiye ediyoruz. Emin olun tekrar oynarken oyunda olan şeyleri daha iyi anlıyorsunuz. Gelecekteki olaylarla ilgili yansımaların ve ipuçlarının aslında gözünüzün önünde olduğunu ancak o sırada nasıl yorumlayacağımızı bilmediğinizi fark ediyorsunuz ve bu gerçekten tatmin edici.
Like
Dislike
Love
Angry
Sad
Funny
Wow
Yorumlar 0